Sevgilinden ayrıldıysan, aşk acısı çekiyorsan, seni keyfilendirecek teknolojik önerilerimiz var! İşte kalp ağrılarını unutturacak, neşene neşe katacak 5 süper fikir!
Yazı: Ceren Akış
Bir aşk biter, bir aşk başlar… İyi ama bitiş ve başlangıç arasındaki o acı, sıkıntılı, “ne yaparsam yapayım onu aklımdan çıkartamıyorum” dönemleri nasıl geçer? Yaşadığımız tecrübeler sonucu, hepimizin bu dönemi kısaltmak adına bazı kızsal taktikleri vardır elbette. Peki, sen bu dönemi teknolojinin nimetlerini kullanarak eğlenceli bir şekilde atlatmak konusunda neler biliyorsun? İlkokuldan beri Amerikan traşı kesilmiş kısacık saçlarımla hiçbir zaman erkeklerin çekici bulduğu bir kız olamayan ben, inan çok şey biliyorum! Ve evet, şanslısın, tüm bunları seninle paylaşmak için şu an bilgisayarımın karşına oturdum, sana bu dönemde hayatın o kadar da kötü olmadığını hissetmeni sağlayacak öneriler yazmaya hazırlanıyorum! Bu arada günlerden pazar olduğunu söylemekte de yarar var. Düşünün bir, bugün pazar. Yarın hafta başı olduğu için insanlar eğlenmeye odaklanmışlar ve arkadaşlarıyla (sevgilileriyle demeye dilim varmıyor) dışarıda eğleniyorlar. Peki, ben ne yapıyorum? Evde bilgisayar karşısında oturmuş, erkek arkadaşından ayrılan genç kıza 5 multimedya önerisi başlıklı bir yazı yazıyorum. Yani seni benden daha iyi anlayacak başka bir insan yok şu an! O yüzden aşağıda okuyacağın öneriler internetten araştırılıp sayfa doldurmak adına yazılmış saftalar değil, hepsi tecrübeyle sabitlenmiş, işe yarayan alernatifler:) Sen de zaman kaybetmeden okumaya başka bakalım.
1- Müzik ruhun gıdasıdır (Unutma, diyetteyken alınan gıdalara dikkat etmek gerekir!)
Öncelikle baştan anlaşalım, bir süre Türkçe parça dinlemek yok. Çünkü öyle garip bir beyne sahibiz ki, kulaklarımızın duyduğu her sözcük, beynimizin o ufacık kıvrımları arasında hızla ilerleyerek tüm gizli kapıları aralıyor, bilinçaltımıza ittiğimiz tüm gizli çekmecelerin içine giriyor ve bize, o asla anımsamak istemediğimiz sevgilimizle ilgili bir şeyler çağrıştırıyor. Çok ciddiyim, örneğin “tren gelir hoş gelir, ley leyy limi limi ley” şarkısın dinlerken bile ağlayabilen bir arkadaşım var! Aramızda geçen diyaloğu aynen aktarıyorum:
Çok bilmiş ben: Yine neden ağlıyorsun?
Acılı genç kız: Tren diyor çünkü şarkıdaaaa… (Uzayan a’lar arkadaşımın ağlamaktan sözcükleri tamamlayamayacak kadar dertli olduğunu temsil ediyor)
Çok bilmiş ben: Eeee?
Acılı genç kız: Geçen sene okul gezisi için Side’de kampa gitmiştik.
Çok bilmiş ben: Trenle mi?
Acılı genç kız: Hayır, uçakla.
Çok bilmiş ben: Eee, tren ne alaka peki?
Acılı genç kız: Çünkü uçaktayken muhabbeti geçmişti, keşke trenle gitseydik tıngır mıngır yolculuk daha eğlenceli olurdu demiştiiiiiik (i’leri anladın sen:) )
Bu tür çağrışımlar sonucu, en eğlenceli şarkılarda bile ağlamak istemiyorsan, “Türkçe şarkı dinleme” önerisinde oldukça ciddiyim. “Ee ne dinleyeceğim o zaman” dersen hemen sana eğlencelik, dinlerken yerinde duramayıp hop hop hoplatacak bir kaç grup önerebilirim:
- Amy Winehouse… (Şu sıralar beni oldukça mutlu ediyor.)
- Hair Müzikali’nin soundtrack albümünü alabilirsin, adı bile yeterince manidar; Let The Sunshine In (Bırak güneş içeri girsin)!
Yorum Yapın