Mayıs, Heygirl’ün yaş günü ayı! Bu yüzden kendimize sanal bir doğum günü partisi organize edelim dedik ve kolları sıvadık. Peki, partinin organizasyonunda kim, hangi işi üstlendi; görevini nasıl yerine getirdi dersin?
Parti yönetmeni: Sibel Çelen
Heygirl’ün Genel Yayın Yönetmeni Sibel, partinin de yönetmenliğini üstlendi. Önce bu çılgın fikri gerçekleştirmek için mini bir toplantı düzenledi. Hepimize üstlenmekten mutluluk duyacağımız görevler verdi. Partinin yapılacağı yeri ayarlama konusunda gerekli kişilerle irtibata geçti ve bu işi hemencik halletti:) Son olarak da ”edito”formatında şirin bir yaş günü davetiyesi hazırladı:)
Parti tasarımcısı: Erhan Ağırgöl
Parti mekanını süsleme işi tam Erhan’lıktı! Dergimizin sayfalarını renklendirdiği gibi parti alanını da başarıyla tasarladı. Renkli taburelerden duvar süslerine kadar her detayla ilgilendi. Balon şişirme işi ona kalınca biraz bozuldu; hele bodyguardlık yapma görevi de kendisine verilince epey mızmızlandı, ama derginin tek erkeği olduğunu hatırlatınca tüm bu görevleri gururla yaptı:)
Partinin tekno perisi: Burçin Ö. Mollaoğlu
Partinin muhteşem geçmesi için muhteşem bir müzik sistemi gerekiyordu. Bu işin as kızı ise kesinlikle Burçin’di! Teknoloji hakkında hiçbirimizde olmayan engin bilgilerine dayanarak, bütün ses sistemi onun liderliğinde kuruldu. Ayrıca Facebook’tan herkese etkinlik daveti göndermeyi, partiyi görüntülemek için video kamera işini halletmeyi de unutmadı.
Partinin menajeri: Hazan Aköz
Heygirl partisi olacak da canlı müzik olmayacak, daha da neler! Hazan bu işe hemen el attı. Heygirl’ün en sevdiği sanatçı ve grupların partide bizim için mini konserler vermesini sağladı. Sanatçı konuklarımız Keremcem, Emre Aydın, Hadise, Kenan Doğulu, Hepsi, Duman, Ceza, Yüksek Sadakat, Sıla ve Murat Boz oldu.
Partinin sosyal kelebeği: Elif Sudagezer
Partiye kimleri davet edecektik? Bu iş tam benlikti. Bir davetli listesi yapıp herkesle tek tek iletişime geçtim. Sibel’in hazırladığı şirin davetiyeyle ikna yeteneğimin gücünü birleştirdim. Parti o kadar eğlenceli kişiliklerle dolmuştu ki, ben bile sonuç karşısında hayretler içinde kaldım. ”İşte ayaklı ajanda ve sosyal kelebek olmanın faydaları” dedim kendi kendime o an!
Yorum Yapın