Röportaj

Ünlüler ve hobileri

Yakışıklı gitarist
YUSUF BAYMAZ

Doğum Tarihi: 05 Kasım 1989
Burcu: Akrep
Doğum yeri: Adana/ Seyhan
Favori şarkıcısı: Tarkan
Favori filmi: “Soysuzlar Çetesi”

“Fatih Harbiye” dizisinin kötü çocuğu Emre olarak girdin hayatımıza. Neler yaptın bu zamana kadar anlatır mısın biraz?
Gaziantep Üniversitesi Biyomedikal Cihaz Teknolojisi Bölümü’nü bitirdim. Daha sonra işletme üzerine lisans yaptım. Şimdi yüksek lisansa hazırlanıyorum oyunculuk için. Tiyatroyla başladım işe. Tiyatro Greyfurt’un “Menan Cinleri” ve Çanakkale “Mahşeri Destan Kardeşlikleri” oyunlarında yer aldım.

Okulu çok seviyorsun anlaşılan, bitmesini istemiyorsun?

Evet:)  Okumayı da çok seviyorum. Biyomedikal, işletme, ileri oyunculuk, felsefe, psikoloji üzerine çok araştırırım. Bilgi edinmeye çalışırım. Özellikle felsefe kitapları okumayı çok seviyorum.

Kimin düşüncelerini beğenirsin? Var mı favori bir sözün:)
Lao Tzu’yu çok beğenirim. Bir sözü beni çok etkilemişti.  “Bir insan, doğduğunda yumuşak ve güçsüzdür; ölürken, sert ve bükülmez. Her şey, bitkiler ve ağaçlar gibi canlıyken yumuşak ve esnektir; ölürken sert ve kuru. Bu yüzden sertlik ölümün yoldaşıdır, esneklik ise hayatın yoldaşı. Sert ve katı olan kırılır. Yumuşak ve esnek olan hüküm sürer.” diyor. Benim bakış açım da böyle şekillendi. Bu yüzden her zaman rahat, yumuşak ve samimi olmayı severim.  Sert davranmam, kendimi kasmam. Zaten bu yüzden insanlarla iletişimim de çok iyidir.

O zaman narsist ve kendini bildiğini okuyan tiplerle hiç anlaşamazsın?
Herkesi olduğu gibi kabullenmeyi öğrendim aslında. Ama cahilliğe hiç tahammülüm yok! Kimseyi ezmem. Bakarım anlamıyorsa zorlamam. Çünkü herkesin bilgi düzeyi ve zekası farklıdır. Ona göre davranmak gerekiyor. Karşımdaki anlamamakta ısrar ediyorsa zorlamam, sessizce uzaklaşırım.

Peki Emre’den bahseder misin biraz? Karşımda, ondan çok farklı biri oturuyor:)

Evet, bunu herkes söylüyor:) Emre salt kötü bir çocuk değil. Daha olgunlaşmamış ve karakteri oturmamış, empati kurmaktan yoksun biri. Annesinin de yanlış yapma ihtimalini düşünmeden, sorgulamadan itaat ediyor. Ben de çok fikir alırım ama hep kendi kararlarımı kendim veririm. Mesela İstanbul’a gelmeyi düşündüm ve ailemi Adana’da bırakıp atladım geldim. Bazen sempatik oluyor. Sadece o zamanlar benziyoruz birbirimize.

Sana bu kadar uzak bir karakteri canlandırabilmek için özel bir çalışma yaptın mı?
Senaristin yazdıklarının üzerine eklemeler yaparak Emre’nin nasıl biri olduğunu anlamaya çalıştım. Önce kafamda yarattım. Benden çok farklı biri ama onu gittikçe daha fazla tanıyorum. Bu yüzden zorlanmıyorum. Beni en çok zorlayan şey kesinlikle soğuk! Hatta bir keresinde çok üşüdüğüm için o sahneyi çekememiştik:)

Tek mi yaşıyorsun İstanbul’da? Çok maceraperest bir ruhun var senin:)

Kız arkadaşımla yaşıyorum şuan. Evet. Yüksekokul bitince çok az bir parayla geldim İstanbul’a. Üniversiteden arkadaşımla ev tuttuk. Uzun bir süre satış danışmanı olarak çalıştım. Harcamaları anca ödeyebiliyorduk. Sonra bir gün diksiyon eğitimi almaya karar verdim. Orada az da olsa oyunculuk eğitimi aldım. Ajansa yazıldım ve dört yıl sonra oyunculuk serüvenim başladı. Zaman zaman gerçekten parasal anlamda çok zor durumda kaldım ama hep umutluydum. Yağmurun ardından gelecek gökkuşağını bekledim hep.

Yemekleri kim yapıyor evde?
Birlikte yapıyoruz genelde. Ama ben de çok severim yemek yapmayı. Tarifi olduğu sürece yapamayacağım şey yoktur:)

Romantik misin?
Çoook romantiğim! Bir keresinde ona sürpriz bir doğum günü partisi düzenlemiştim. Yakın arkadaşlarımızı çağırıp. Şaşırtmayı, güldürmeyi çok seviyorum:)

Bugüne kadar yaptığın en büyük çılgınlık ne?
Bir gün gece canımız sıkıldı. Kız arkadaşım, ben ve bir arkadaşımız daha atladık arabaya sabaha karşı Yalova tarafına doğru yola çıktık. Adını şimdi bile hatırlamadığım bir köyde, sahil kenarında kamp kurduk, çok eğlendik:)

İş dışında neler yapıyorsun?
Neredeyse bütün müzik aletleriyle ilgilenmeyi seviyorum. Ortaokulda gitar çalmaya başladım. Hala gitar çalıyorum. Şarkı söylemeyi çok seviyorum.

Kız arkadaşına romantik şarkılar söyler misin?
Tabii! Ama ben her ortamda, herkese şarkı söyleyebilirim.

En çok ne yapmaktan keyif alırsın?
Evde vakit geçirirken huzur buluyorum. Özellikle balkonumda kitap okumak beni çok mutlu eder.

İnsanların seni nasıl tanımalarını istersin?
Aslında insanların beni değil, canlandırdığım karakterleri tanımalarını isterim.  Benim adımı bilmeseler de olur. Herkes beni canlandırdığım rollerle tanıyıp seslenirse daha mutlu olurum:)

Heygirl Kızları’na neler söylemek istersin?

En kötü durumda bile, kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak pozitif bir şeyler mutlaka vardır! Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamalıyız. Böylece hep mutlu olabiliriz, herkesi öpüyorum:)

Yorum Yapın