Röportaj

Ünlüler ve hobileri

Ekranların genç oyuncularıyla bir araya geldik,  yeteneklerini keşfe çıktık! Buz dağının görünmeyen kısmından; zevkli bir tasarımcı, yetenekli bir müzisyen ve başarılı bir sporcu çıktı:) On parmağında on marifet olan bu isimleri daha yakından tanımak için hemen okumaya başla!


Prodüksiyon: Fatma Karaca
Fotoğraflar: Kerem Kurtuluş

 

Zevkli bir tasarımcı
YÜSRA GEYİK

Doğum tarihi: 21 Haziran 1990
Doğum yeri: Samsun
Okulu: İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi

“Arka Sokaklar” setinde büyüdün resmen, kaç yıl oldu?
8 yıl oldu:) 16 yaşında başladım, şimdi 24 yaşındayım.  Diziye ilk imzamı attığımda senaryoyu okudum ve benim bir sahnem vardı. Çok üzülmüştüm ‘Neden bu kadar az’ diye.  Sonra giderek arttı hatta benim için karakterler de dahil edildi. Zaten artık dizi seti, ikinci evim gibi. Çok eğleniyoruz çalışırken. Evler dışında sabit bir mekan yok. Epey geziyoruz:) Soğuğa da sıcağa da duyarsızlaştım artık; yalıtımlı gibiyiz. Çünkü yazın ortasında 38 derecede başlıyor çekimler, kar yağarken yine çekiyoruz. Hissetmiyorum artık:)

Sette seni en çok zorlayan şey ne?

Uykusuzluk, açlık ve soğuk değil de zorlayan tek bir şey var. O da bir sahneyi istediğim gibi oynayamamak. Çünkü çok kalabalık bir ekibiz. Ben kendimi gösteremez ve iyi oynamazsam dönüşü yok. Hem iyi oynamam hem de ışığıma ve profilime dikkat etmem gerekiyor. Bir sahne defalarca tekrarlanmıyor. Eğer istediğim gibi oynayamazsam motivasyonum düşüyor ve kafamı sonraki sahnelere veremiyorum. Bir de sesli çekmiyoruz sahnelerimizi; seslendirmeleri sonradan yapıyoruz.  O da biraz yoruyor. Çünkü o sahneyi oynarken sahip olduğun ruh halini ve duyguyu, seslendirirken ikinci kez aynı şekilde yansıtmak epey zor.

Sette en çok kimlerle iyi anlaşıyorsun, akıl hocan var mı?

Annem ve babam:) Özgür Ozan ve Figen Evren, gerçekten ilgililer ve çok destek oluyorlar. Özgür ağabey, konuşurken zamanının nasıl geçtiğini anlayamadığım insanlardan. Uzun uzun konuşur, çok keyifli sohbet ederiz. Ondan çok fikir alırım. Söylediklerini hep yazarım aklımın bir köşesine. Figen abla da aynı şekilde. O, dizi ilk başladığında kardeşlerimi canlandıran karakterleri ve beni biraz korkutmuştu ama onu da yakından tanıdıkça çok sevdim. Gerçekten samimi ve sempatik biri.

Nasıl korkutmuştu:) 
İlk gün sete gittiğimizde: “Ben çocuklardan nefret ederim, benim gözüme sakın gözükmeyin” dedi. Tabii hepimiz şok olduk, baya korktuk. Sette fazla konuşmuyoruz, oturduğumuz yerden kalkmıyoruz. Birkaç yıl sonra öğrendik ki biz cıvıtmayalım diye böyle bir konuşma yapmış:)

Neler değişti sende diziye ilk girdiğinden bu yana?
Dizi başladığında lisedeydim. Okumaya ve öğrenmeye çok meraklıydım ama bunun için çaba harcamam gerekmediğini, birinin bana öğretmesi gerektiğini düşünüyordum.  Şimdi çok çabalıyorum. Ben, bilginin peşinde koşuyorum. Yeni bir şeyler öğrenmek için sürekli araştırıyorum. Bu konuda Özgür ağabey gerçekten çok etkiledi beni. Mesela; üniversitede konservatuvara girmek istediğimi söyledim. “Tabii ki konservatuvar okumanı çok isterim, ama bence başka bir mesleğin de olmalı. Oyunculuğa devam edeceksen, yine kendini geliştirebilirsin” dedi. Onun bu sözleri sayesinde üniversitede sanat fakültesine girdim ve şu an bir reklam ajansında çalışıyorum. Böylece ileride de bana bir rol teklifi geldiğinde beğendiğim halde para için kabul etmek zorunda kalmayacağım. Bu yüzden doğru adım attığımı düşünüyorum. Hayat felsefem ve planlarım bu sekiz yılda çok değişti.

İşinden bahseder misin biraz?
Bir buçuk yıldır bir reklam ajansında freelance çalışıyorum. Markalar için mobil uygulamalar tasarlıyorum. Haftanın üç günü ajansta, geri kalan günleri de diziye devam ediyorum. Çok zevkli olmasının yanı sıra insanın sürekli yaratıcılığını geliştiren bir alan.

Sen tam bir işkoliksin:) Peki bunların dışında neler yaparsın?
Evet, gerçekten öyle. Geçen gün bir arkadaşım: “Çalışmak dışında ne yapıyorsun?” dedi:) Çok fazla sosyal hayatım yok açıkçası. Ben evde oturup yalnız takılmayı çok seviyorum. Ailemle çok zaman geçiriyorum. Bir de sohbet etmekten keyif aldığım yakın arkadaşlarım var. Vakit buldukça onlarla buluşuyorum.

Çalışırken kafanı toplamak için yaptığın bir şey var mı?

Yabancı müzik dinlemeyi çok seviyorum. Power Love radyoyu açarım hep. Jazz ve Blues tarzı şarkılar çok hoşuma gidiyor. Meditasyon müzikleri de dinlerim. Ama favorim; Asaf Avidan!

İş, hayatında çok büyük bir yer kaplıyor. Okul hayatın zor geçti mi?

Figen abla ve Özgür ağabey çok uğraştılar okulumu etkilemesi için. Benimle olan çekimleri hafta sonlarına aldırmak için ellerinden geleni yaptılar. Onun dışında çalışkan bir öğrenciyimdir. Hatta çok arkadaşımı geçirdim kopya vererek. Sınav kağıdımı okuyabilirim. O kadar profesyonelim. Ama kopya denmez tabii buna. ‘Yardımlaşma’ demek daha doğru olur. Hatta ‘Öğrenci Yardımlaşma Sistemi kısaca ÖRYAR’ diyebiliriz:)

Yaratıcılığın zirvede:) Son kez neler söylemek istersin?

Öyle:) Hiçbir sosyal medya hesabım yok. Adıma açılmış olanlara inanmayın! Herkesi çok seviyorum:)

Yorum Yapın