Röportaj

Keremcem ile röportaj

alt

 

 alt

Romantik şarkıların prensi Keremcem, “Ateşler İçinde” isimli gıcır gıcır single’ı ve yeni dizisi “Elif” ile yazımıza düştü. Biz de onunla hayatındaki yenilikleri ve tabii ki aşkı konuştuk. Derginin Ağustos 2008 sayısında (sayfa 56-57 ) bulabileceğin röportajın devamını merak ediyorsan, hemen okumaya başla!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 

* Farz edelim ki, teknoloji çok gelişti ve kendi robot kadınını yaratma şansın var. Sipariş vereceksin, “Ben şu özellikleri istiyorum” diyeceksin… Nasıl bir android isterdin:)

Hayatın içinde tek başına ve güçlü durmasının yanında ilişkinin içinde de tek başına ve güçlü durabilen bir robot olmalı:) Hayata karşı kolon gibi olan kadın, ilişkisinde süt liman olabilir ve kendini tamamen erkeğe bırakıyor olabilir. Tam tersi de olabilir. Galiba benim robotumu yaratacak olsaydık, hayata karşı kendi ayakları üzerinde durmayı tercih eden ama ilişkide benimle tango yapan bir kadın olurdu:)

* Magazin haberlerinde seni görmüyoruz hiç… Nasıl başarıyorsun kendini saklamayı?

Saklamıyorum aslında, bir şey yapmıyorum ki:) Kameranın olduğu yere gidersen çekerler. Bu bir tercih meselesi. Zaten önceden de oralara gitmezdim, şimdi hiç gitmiyorum. Bu da beni hiç bozmuyor açıkçası. İçimden böyle bir şey gelmiyor. Hayat kızlar, eğlence, alkol değil ki. Ona bakarsan, aşk, güzellik, kızlar zaten her yerde. Onları kötülediğim için değil, ben kendim bütün olarak orada olmadıktan sonra, neden gideyim ki? Bir davet bile olduğunda ayaklarım geri gidiyor. Kamera olacaksa, sette olsun. Oradaki kamerayla ne işim var ki?

* Hiç absürt bir durumda yakalanmadın mı?

Bugüne kadar olmadı:) Sadece bir kez bir arkadaşım ve onun kız arkadaşıyla tatile gitmiştim. Oturma düzenimiz de ben, arkadaşımın kız arkadaşı ve arkadaşım şeklindeydi. Bizi çekmişler ve kızla beraber kadrajlamışlar. Altına da “Keremcem’in bu sarışınla ne işi var?” yazmışlar:) Arkadaşımın da ayağı giriyor kareye:) “Oğlum senin ayağın ünlü olmuş” diye şaka yaptım ona. O da maçodur biraz ve sinirlendi baya. “Abi, ne olacak senin bu durumun?” dedi! Benim de elimden bir şey gelmiyor tabii. Böyle bir maceram oldu. Bir kez de ablamla çektiler beni. Onu da sevgilim sandılar önce, sonradan öğrenmişler ablam olduğunu.

* Sarışınlardan mı hoşlanıyorsun?

Yok, öyle bir şey. Hakikaten yok. Bir gün öyle bir şey deme gafletinde bulundum. Üstelik hiç alakası yok. Bir cevap alabilmek için çok ısrar etmişlerdi, acelem vardı. Ben de öylesine söyleyivermiştim. Lafın arasında geçmişti üstelik, ama direkt orasını almışlar. Televizyonda da öyle yayınladılar. “Aşk Oyunu” setinde, herkes dalga geçiyordu benimle. “Abi, sarışın mı” diye soruyorlardı:)

* Bir kadına alınabilecek en güzel çiçek ne sence?

Kendi ellerimle topladığım çiçek. Hata mümkünse kendi yetiştirdiğim bir şey. Domates bile olabilir:) Zamanına göre de değişir tabii, çok romantik bir durumdaysak kırmızı gül süper olur. En sevdiğim gül rengi kırmızı.

* Bir kıza verilebilecek en güzel hediye ne sence?

Yine onun elde yapılanı bence. Tamam, kadınlar pırlanta sever. Sırf onu mutlu etmek için o da alınabilir, ama bence kendi ellerinizle hazırladığınız bir hediye çok daha anlamlı olur. Yaptığım bir şarkıyı ona vermek güzel olabilir. Yapmışlığım da vardır, çok da zevkli oluyor. Bir kız arkadaşıma, ona yazdığım şarkılardan oluşan bir albüm yapmıştım:)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yapın