Genel Kültür Mantarı

Şah mat

Şu sıralar herkesin dilinde olan “The Queen’s Gambit” dizisi bu zamana kadar yapılmış en zeki dizi olabilir. Dahice işlenmiş hamleleriyle izleyiciyi kendisine bağlamayı başarıyor.

Santrancın yeni hakimi

Walter Tevis’in romanından uyarlanan Netflix’in mini dizisi “The Queen’s Gambit” hem konusu, hem işleyişi hem de oyuncularıyla dikkat çekiyor. 50’li yılların sonunda geçen dizi yetim Beth Harmon’ı merkezine alıyor. Beth küçük yaştan itibaren santranca karşı büyük bir ilgi duyar. Bu ilgisi zamanla olağanüstü bir yeteneğe dönüşür. Erkeklerin egemenliği altındaki santranç dünyasında kendisini kanıtlamaya çalışan Beth, aynı zamanda bağımlılıkla da mücadele etmek zorunda kalır. Dizinin başrollerinde, Anya Taylor-Joy, Marielle Heller, Thomas Brodie-Sangster, Moses Ingram, Harry Melling ve Bill Camp yer alıyor.

 

Oynanan maçlar gerçek

Birçok film ve dizide gösterilen santranç maçlarının aksine “The Queen’s Gambit” satranç oyunlarını en gerçekçi şekilde sergiliyor. Bunun da nedeni Rus satranç ustası Garry Kasparov ve ünlü satranç öğretmeni Bruce Pandolfini dizinin danışmanlığını yapmasından kaynaklanıyor.

 

Santranç bilmiyorlar

Beth’i canlandıran Anya, diziden önce satranç bilgisinin çok az olduğunu söyledi. Diğer oyuncular Thomas ve Harry de çekimlerden önce oyun hakkında çok az şey bildiklerini itiraf ediyor. Tüm oyunculara, maç sahnelerinin çekilmesinden sadece dakikalar önce yapacakları hamleler gösterilmiş. Bu kadar kısa süre içinde öğrenip sergilemek zorundalarmış. Anya bu durum hakkında, “O karmaşık dizilimleri hemen öğrenmek zorundaydım. Ancak bu baskıyı yaşamak çok heyecan vericiydi. Gerçekten iyi bir satranç oyuncusu olduğuma inanmak için kendimi kandırdım” diyor. Ayrıca dizideki tüm oyunlar, hızlı tempolu hızlı satranç maçları da dahil olmak üzere, oyuncular tarafından oynandı.

 

Heath Ledger yönetecekti

Aslında “The Queen’s Gambit” daha önce film olarak planlanmıştı. Zamansız ölümünden önce oyuncu Heath Ledger kitabı beyaz perdeye uyarlamayı kafasına koymuştu. Eğer yaşasaydı bu, oyuncunun ilk yönetmenlik denemesi olacaktı. Beth rolü için düşündüğü isim de “The Umbrella Academy”nin Vanya’sı Eliot Page’di. Ellen’dan da güzel Beth olurdu doğrusu:)

 

Zeki tasarımlar

Dizinin zeki işleyişi sadece senaryoyla sınırlı değil. “The Queen’s Gambit”in kostüm tasarımını yapan Gabriele Binder, daha önce dönem dizisi “Mad Men”de hünerlerini sergilemişti. Gabriele, Beth’in giysilerinde santranç tahtasının desenlerini kullanarak hikayeye önemli bir ayrıntı ekliyor. Ayrıca dizinin sonunda tamamen beyazlar içinde gördüğümüz Beth, kelimenin tam anlamıyla bir satranç taşına dönüşüyor. Bu çok dahice değil mi?

 

Seçilen ilk isim Anya

1996 doğumlu oyuncu Anya, Beth olarak gönüllerimizi fethetti. Oyuncunun daha dizinin senaryosu ortada bile yokken Beth rolüne seçildiğini biliyor muydun? Dizinin yaratıcısı Scott Frank, ona dizinin kitabını göndermiş. Oyuncu kitabı bitirdikten sonra hemen rolü kabul etmiş.

 

Dudley santranç oynuyor

Diziyi izlerken Thomas gibi tanıdık simalar gözüne takılmıştır. Ancak dizide Harry’i canlandıran Harry Melling’in “Harry Potter”daki Dudley Dursley olduğunu anladın mı? O sevimsiz Dudley gitmiş, yerine bambaşka biri gelmiş gibi:) Ayrıca 6 yaşındayken Buenos Aires’ten Londra’ya taşınan Anya, “Harry Potter” kitaplarını okuyarak İngilizce öğrenmiş. Serinin büyük bir hayranı olan oyuncu, Harry’nin diziye katılacağını öğrenince havalara uçmuş.

 

“Beth kızıl olmalı”

Dizide Anya’nın kızıl saçları ne kadar harika görünüyor değil mi? İzlerken saçlarımızı kızıl yapmayı bile düşündük. Ancak sarışın olan oyuncu dizi boyunca peruk taktı. Dizinin çekimlerine başlamadan önce Anya ve yapımcı, Beth’in mutlaka kızıl olması gerektiği konusunda hem fikir olmuşlar. Çekimlerde bir günde sürekli karakterin görünümünü değiştirdikleri için, oyuncunun saçları zarar görmesin diye peruk kullanmayı tercih etmişler.

 

Dudaklar her şeyi yansıtır

Sadece kostümlerle değil, makyaj detaylarıyla da Beth’in karakter gelişimi aktarılıyor. Beth’in ruj renklerinden her biri, her sahne için bilinçli olarak seçildi. Beth ergenlik dönemlerinde daha sade rujlar kullanılırken, yaşı ilerledikçe koyu tonlar sürmeye başladı. Dizinin sonuna doğru, Beth’in ruj rengi annesi Alma’nınkiyle benzerlik taşıyarak, karaktere gönderme yapıldı.

 

Ara olmadan çalıştı

2019 yılında Anya’nın kafasını kaşıyacak vakti hiç olmamış. Aynı anda “The Queen’s Gambit”, “Emma” ve “Last Night in Soho” projelerinde çalıştı. “Çok yoğun bir yıl geçirdim. Sadece bir gün ara ile üç farklı karakteri oynadım” diyen Anya’nın çalışkanlığına hayran kaldık.

 

 

Yorum Yapın